GÜNDEMDEKİ “TWITCH PLATFORMU BİT DOLANDIRCILIĞI” ÜZERİNDEN HAREKETLE TCK’DA DÜZENLENEN BİLİŞİM VE SAİR SUÇ HÜKÜMLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ
GÜNDEMDEKİ “TWITCH PLATFORMU BİT DOLANDIRCILIĞI” ÜZERİNDEN
HAREKETLE TCK’DA DÜZENLENEN BİLİŞİM VE SAİR SUÇ HÜKÜMLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ
I. GİRİŞ
Genel
anlamda ceza muhakemesinin amacı suç işlediği şüphesi olan faillerin tespiti
aşamasındaki usulleri belirlemek, yapılan tespit neticesinde şahsın yargılanma
usul ve esaslarını tarif etmek ve bu vesileyle yapılan yargılamada da suçu
işlediği sabit olan şahsın cezalandırılma usulünü doğru ve yerinde tespitin ne
şekilde yapılacağını belirtmektir.
Metne
konu maddi vakıa değerlendirmesi, yargı mensubu okurlarımızın naçizane istifa
edeceği usul ve esaslar hakkında fikir beyan etmek için hazırlanmış olup, hiçbir
platformu, gerçek veya tüzel kişiyi zan altında bırakacak nitelikte olmayıp,
yalnızca konunun daha iyi ifade edilebilmesi amacıyla güncel olarak gündemde
duran, açık kaynak bilgilerinden derlenmiş maddi vakıanın kıyas edilmek
suretiyle, TCK’nın 245. maddesinde ve diğer düzenlemelerde yer alan bilişim
suçlarının karşımıza çıkabileceği modelizasyonları ifade etmek için
yapılmıştır.
A. “Twitch” Platformu Nedir?
Basit
anlamda “Twitch” online bir televizyon programıdır. Canlı sohbet seçeneği olan
“Twitch”, izleyiciler ve yayıncının anlık olarak iletişimde olduğu, yayıncılar
tarafından oyun oynamak ya da belli yeteneklerini izleyicilere sunmak suretiyle
canlı yayın açılarak, yayıncılar ve platform sağlayıcısı arasında kurulan
finansal partnerlik (yayından elde edilen gelirlerin pay edilmesi) ilişkisiyle
gelir elde edilen bir yer sağlayıcısıdır.
B. Ceza Yargılamasına Ne Şekilde Konu Edilebilir?
5651
sayılı “İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar
yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun” hükümlerinin ne
şekilde tatbik edileceğini düzenleyen yönetmelikte, Yer sağlayıcı: “İnternet
ortamında hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten
gerçek veya tüzel kişiler” şeklinde tarif edilmiştir.
Twitch
platformu da yer sağlayıcısı niteliğinde olması hasebiyle TCK 245. md. ve/ veya
genel, özel ceza kanunlarında düzenlenmiş sair birçok suçlara kasten, ihmalen
ya da bilmeksizin kendi platformları üzerinden işlenmesine sebebiyet
vermektedir. Teknoojinin ilerlemesi, bu ve benzeri platformların kullanımının
artması, kullanım yaşının 9-10’a kadar düşmüş olması gözetildiğinde gelinen
aşama itibariyle ceza yargılamasına konu olacağı muhakkaktır.
C. Muadil Platformlar Nelerdir?
Muadil
platformlar yine uygulama alanları itibariyle benzer nitelikte olup, -tatbik
edilecek kanun maddeleri ve maddi vakıa değerlendirmeleri yönünden önem arz
ettiğinden- değerlendirmelerimize eklemiş bulunmaktayız. Facebook, Twitter,
Instagram, TikTok, Youtube vb. yayıncı/kullanıcı ile izleyici/başka bir
kullanıcı arasında iletişim imkânı veren, aralarında maddi anlamda alışverişe
türlü vesilelerle yer sağlayan platformlar yine “Twitch” niteliğinde yer
sağlayıcısı pozisyonundadır. Bu sebeple TCK 245. md. vb. birçok bilişim
suçlarına kasten/ihmalen ya da bilmeksizin hizmet etmektedirler.
D. Gündemdeki “Twitch Bit Dolandırcılığı” Nedir?
Twitch
dolandırıcılığı genel olarak, herhangi bir ülke vatandaşlarına ait kredi kart
bilgilerinin, bilgisayar korsanları tarafından çeşitli vesilelerle elde
edilmesi (Gündemdeki olayda kredi kartı bilgilerinin deep web/ dark web olarak
tabir edilen normal bilgisayar kullanıcılarının ulaşamadığı aracı bir
tarayıcıyla ulaşılan sitelerden açık kaynak forum siteleri üzerinden erişildiği
iddia edilmektedir) ve elde edilen bu bilgiler üzerinden çalıntı kredi kartları
ile yapılacak alışverişin takibini zorlaştırmak amacıyla, aracı kuruluşlar
(Gündemdeki olayda Twitch platformu kullanıldığı iddia olunsa da Youtube,
TikTok vb. muadil platformlarda da aynı nitelikte kullanıma elverişli olması
sebebiyle ilerleyen aşamalarda suç işlendiği iddia olunabilecektir.) kullanmak
suretiyle ilgili yayıncıya online bağış atarak, (donate sistemleri
aracılığıyla) yayıncının elde ettiği bu gelirin belli bir oranını bilgisayar
korsanlarının, yayıncıdan kripto varlık cüzdanına alması şeklinde
gerçekleştirilmektedir.
E. “Bit Scam” Nedir?
“Bit
Scam” ise dolandırıcılığın tarif edilen şekilde gerçekleştirilmesi işlemine,
online literatürde verilen isimlendirmedir. Literatürde “Scam” dolandırıcılık
anlamında kullanılmaktadır. Tam tercümesi mümkün olmamakla beraber yaklaşık
anlam olarak “Bit Dolandırıcılığı” şeklinde tercümesi mümkündür.
II. TCK KAPSAMINDA HANGİ SUÇLARIN OLUŞACAĞININ DEĞERLENDİRMESİ
Her
kanun maddesinin, müstakil olarak kendi özelinde detaylı şekilde
değerlendirilmeyi gerektirmesine rağmen, yazının niteliği itibariyle konu
başlıklarına değinerek özet olarak konu izah edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle
kanun maddeleri değerlendirmeleri bu yönüyle özet mahiyettedir.
Twitch vb. platformlar “yer sağlayıcısı” olmaları nedeniyle TCK
ve/veya özel ceza kanunlarında tanımlanmış birçok suça kasten/ihmalen yahut
bilmeyerek zemin oluşturulmaktadır. Örneklemek anlamında gündemdeki maddi
vakıayı değerlendirmek gerekirse;
A. TCK 245. Madde Özelinde Özet İnceleme
Bir
kısım bilgisayar korsanları, yasadışı yollarla elde ettiği(korsanın elde ettiği
veriyi elde ediş biçimine göre başkaca suçların oluşması da
değerlendirilecektir)başkalarına ait kredi/banka kart bilgilerini kullanmak
suretiyle mağdurun rızası dışında tasarrufta bulunduklarından, eylemin TCK 245.
md. kapsamında kaldığını değerlendirmek daha uygun düşecektir. Çünkü TCK 245.
md. aynen;
“…(1)
Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele
geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine
verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak
kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş
bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır…” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu
nedenle eylemin değerlendirmesinde, açık kaynak bilgilerinden hareketle maddi
vakıa kabulü yapıldığında, dosyadaki diğer delil ve ifadeler incelenmeksizin
ilk aşamada yapılabilecek yorum, suçun işlenmesi amacıyla kredi/banka kartı
bilgilerini temin eden hacker (bilgisayar korsanı)’ın kredi/banka kartı
bilgilerini temin ederken ceza kanunlarında tanımlı başkaca suçları
işlemeksizin bu bilgilere ulaştığı kabulünde, kart bilgilerini temin ettikten
sonra bu bilgileri kullanmak suretiyle mağdurun rızası alınmaksızın yaptığı her
harcama ve harcama nev’indeki tasarrufu bu kapsamda değerlendirilecektir.
Pek
tabii ki hackerin bu kredi/banka kartı bilgilerini kullanmak suretiyle bizatihi
tasarrufta bulunması, hackerin tespitine imkân sağlayacağından ya da tespitini
nispeten kolay kılacağından hackerlar bu bilgiler üzerinden doğrudan tasarrufta
bulunmak yerine, maddi vakıadaki gibi aracı kuruluşlar kullanarak atılı suçu
işlemeyi tercih edeceklerdir.
Bu
kapsamda hackerin kullanacağı aracı kuruluşun cezai ve hukuki sorumluluğunun
değerlendirilmesi, müstakil olarak yalnızca bu konunun incelenmesini gerektirir
nitelikte bir husus olduğundan şimdilik yüzeysel geçmek gerekirse; yer
sağlayıcılarının işlendiği iddia olunan suça yönelik siber güvenlik (yazılımsal
olarak sunucularının güvenliğini sağlamak) ve algoritmasal olarak olağanın
dışındaki finansal hareketlerin tespitini sağlamaya yönelik önlem almak dışında
herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Örneğin,
ortalama 20-30 bandında canlı, anlık izleyicisi olan bir yayıncının hayatın
olağan akışı içerisinde elde ettiği ve etmesi gereken ortalama bağıştan çok
daha fazlasını alması durumunda ve bu bağışın genellikle anonim şekilde
alınması durumunda ilgili platform sağlayıcılarının yazılımları bir uyarı
vererek bunun normal bir bağış olmadığını fark edip ilgili platform sağlayıcı
yetkililerine otomatik bildirimde bulunması gerekmektedir. Bu bildirimi
yapmadığı veya bu bildirimi yapacak önlemin platform sağlayıcısı tarafından
alınmadığı takdirde bu husustan haberdar olduğu, haberdar olmasa bile zımnen
(susarak) buna göz yumduğu sonucu ortaya çıkacaktır.
Bu
kapsamda değerlendirildiğinde platform sağlayıcılarının sahiplerinin ve
yetkililerinin ceza hukuku anlamında, hackerlar tarafından işlendiği iddia
olunan suçu basit bir yazılımla tespit etme imkânı varken bu yazılıma sahip
olmamaları durumunda suça iştirak edip etmediklerinin değerlendirilmesi
gerekmektedir. Kasti şekilde bu vb. suçların işlenmesine olanak sağlamaları veya
bilgisi dâhilinde bu işlemin yapılması durumunda atılı suçun iştirak edeni
pozisyonunda kalacaklardır.
Yine
aynı şekilde hackerların bu bilgileri elde ettikten hemen sonra paraya
dönebilmek için iletişim kurduğu yayıncılarınbu işlemden bilgisi olması, bu
işleme aracılık etmesi durumunda da yayıncılar da aynı şekilde suça iştirak
eden pozisyonunda kalacaklardır.
Dolayısıyla
maddi vakıanın kabulüne göre suçun işlenişi ve şüpheli değerlendirmeleri “adi
nitelikteki” suçlara göre daha titiz ve kapsamlı soruşturmayı gerektirir
niteliktedir.
B. TCK 245/A. Madde Özelinde Özet İnceleme
Bilgisayar
korsanlarının kredi/banka kartı verilerini elde etmek amacıyla bir yazılım, ya
da bilgisayar programı kullanması durumunda ise maddi vakıayı ayrıca TCK 245/a.
md. kapsamında değerlendirmek daha uygun düşecektir. Çünkü TCK 245/a. md.
aynen;
“…Bir
cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun;
münhasıran bu bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak
kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya
oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden,
depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren
veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılır…” şeklinde düzenlenmiştir.
Bilgisayar
korsanlarının, bu banka/kredi kartı bilgilerini, bir bilişim sistemini “hack”
etmek ya da gayri resmi ya da cihaz kullanılması suretiyle ele geçirmeleri
durumunda ayrıca bu madde hükümlerinden de soruşturulması gerekecektir. Yayıncı
ve yer sağlayıcısı pozisyonundaki platformların yetkilileri de iştirak
sayılabilecek eylemleri var ise aynı suç kapsamında soruşturmaya dahil
edileceklerdir.
C. TCK 243. Madde Özelinde Özet İnceleme
Bilgisayar
korsanlarının kredi/banka kart bilgilerini temin ederken, bu bilgileri meşru
şekilde elinde bulunduran (sigorta şirketleri, bankalar vb. finans veya başkaca
kuruluşlar) kurum ve kuruluşların bilişim sistemlerine “sızma” yolunu
kullanmaları durumunda ayrıca TCK 243. md. özelinde değerlendirmek daha uygun
düşecektir. Çünkü TCK 243. md. aynen;
“…(1)
Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren
veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası verilir…” şeklinde düzenlenmiştir.
Her
ne kadar gündemdeki olayda bu verilerin temini bu şekilde gerçekleşmemiş olsa
da, yaklaşık 3 yıl önce gerçekleşen “17 milyon insanın kart bilgileri çalındı”
şeklindeki gazete manşetlerinden haberdar olduğumuz şekilde bir kurum veya
kuruluşun bilişim sistemlerine “sızılarak” da bu suçun işlenmesi için gerekli
bilgi ve belge temini sağlanabildiğinden yapılacak soruşturmada bu hususu da
dikkate almak daha isabetli olacaktır.
D. TCK 282. Madde Özelinde Özet İnceleme
Gündemdeki
maddi vakıada gerçekleştiği iddia olunduğu gibi bilgisayar korsanları
tarafından, ceza kanunlarında tanımlı bir suçun işlenmesi suretiyle (öncül suç)
elde edilen gayrimeşru menfaatin meşrulaştırılabilmesi ve/veya finans sistemine
sokulabilmesine yönelik eylem ve faaliyetlerinin TCK 282. md. özelinde
değerlendirmek daha uygun düşecektir. Çünkü TCK 282. md. aynen; “…Alt sınırı
altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını
gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak
maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır...” şeklinde
düzenlenmiştir
Bu
nedenle suç teşkil eden eylem ve/ veya fiillerden elde edilen mal varlığı
değerine ilişkin olarak TCK 282. maddesindeki seçimlik hareketlerden birini
yapan fail hakkında TCK 282. maddesinde tanımlanan suç yönünden ayrıca
soruşturma yürütülecektir.
III. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Bilişim
suçları, bilişim suçlarının yargılama usül ve esasları bizatihi kitap
olabilecek nitelikte bir konu olmakla birlikte, yazımızda genel hatlarıyla
gündemde duran “Twitch bit dolandırıcılığı” yönüyle özet mahiyette incelemeler
yapılmıştır.
Konunun
anlatımı esnasında subjektif nitelikte değerlendirme yapmaktan kaçınıldığından
değerlendirme ve sonuç kısmında mevcut mevzuat ve içtihatlar ışığında nesnel
yorum yapmak daha sağlıklı olacaktır. Bilişim suçlarına yönelik hali hazırdaki
TCK ve sair ceza kanunlarındaki kanun maddeleri, aslında değişen ve gelişen
teknoloji, sosyal yaşantı ve kültürel alışkanlıklara göre sürekli şekilde
yenileme, güncelleme, tavzih gerektirmektedir.
Kanun
koyucunun bilişim suçlarına yönelik hem TCK kapsamında belirli değişiklikler
yaparak hem de sair mevzuatsal düzenlemeler yaparak gelişen ve değişen
teknoloji doğrultusunda yaptığı çalışmalar her ne kadar isabetli ve yerinde
olsa da gelinen aşama itibariyle, cep telefonunun dahi kullanım yaşının 3-4 yaş
aralığına düştüğü düşünüldüğünde halihazırdaki mevzuatın maddi vakıa
değerlendirmesi neticesindeki suç ve ceza arasındaki orantılılık ilkesine
mugayir durumda olması, failin tespitine yönelik usul ve esasları belirlemekte
yetersiz olması, düzenlemelerin teknolojinin doğurduğu yeniliklere (kripto
varlık borsaları, metaverse teknolojisi, e-spor hukuku, yer sağlayıcısı olarak
hizmet veren platformlar, blockchain tabanlı yazılımlar, yapay zeka
kullanılarak yapılan yazılımlar, akıllı kontratlar) yönelik ihtiyacı
karşılamaya artık elverişli olmaması ve sair bir çok nedenle, mutlak suretle
müstakil olarak kodifike edilmesi gereken bir hal almıştır.
Bu
kodifikasyon yapılırken, kanaatimce bilişim suçuna konu olabilecek her türlü
platform özelinde bir kanun çalışmasının hem teknik anlamda mümkün olmaması hem
amacına hizmet edecek nitelikten çıkacak olması nedeniyle, bizatihi bu ve
benzeri yenilikleri içeren genel mahiyette, kapsamlı, bir kanun çalışması
yapılarak, kanunun ilgili kısımlarında, yukarıda bahsettiğimiz yapay zeka,
blockchain tabanlı yazılımlar, yer sağlayıcıları üzerinden işlenen suçlar vb.
konulara yönelik hükümler derç edilerek, hükümlerin tatbiki hususunda da
yönetmeliklerce düzenleme yapılmasının daha isabetli olacağını
değerlendirmekteyim.
Mevcuttaki
mevzuatın yetersizliğini yalnızca bir örnek üzerinden delillendirmek gerekirse,
hali hazırda bilişim suçlarına yönelik savcılık aşamasındaki yetki itirazlarını
değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesinin güncel kararları ve yıllara sarih
uygulaması gözetildiğinde (2020/6029 E. 2021/241 K, 2021/5658 E. 2021/5324 K,
2021/5616 E. 2021/5535, 2021/5661 E. 2021/5327K) soruşturma yapmaya yetkili
mercii menfaatin temin edildiği yer olarak belirlemiştir. Bu kapsamda menfaat
teminini ilgili banka/kredi kartı üzerinden harcamanın yapıldığı yer olarak
kabul etmiş ve bunun üzerinden yetki kabulü yapılması gerektiğine karar
vermiştir.
Peki
maddi vakıada anlattığımız gibi bir kredi kartı veya banka kartı üzerinden
fiziken değil online bir işlem yapılması durumunda yetkili yer neresi
olacaktır? Yani bilgisayar korsanı tarafından elde edilen kart bilgileri
kullanılarak bir AVM’ye gidip harcama yapmak yerine makalemizde değindiğimiz
gibi online bir işlem yapılırsa, yapılan işlemdeki mağdur Türk vatandaşı
olmazsa, işlemin yapıldığı online platformun Türkiye temsilciliği bulunmuyorsa,
aracı kuruluşun sunucuları yurt dışında bulunuyorsa ve sair bir çok sorunun
cevabı yetkiyi tayin edeceğinden, hali hazırdaki mevzuatın gerçekleşen
dolandırıcılık vakıasında dahi tam manasıyla yetki tayini sorusunu yanıtlayamıyor
olması bilişim suçlarına özgü bir kesin yetki kuralının getirilmesi ihtiyacını
kanaatimce göstermektedir.
Bu
nedenle benzeri olaylarda Cumhuriyet başsavcılığınca yapılacak ilk vakıa
değerlendirmesi, soruşturmanın kolluk marifetiyle etkin bir şekilde yürütülmesi,
verilerin ve delillerin kaybolabilme riski yüksek olduğundan ve soruşturmanın
“adi nitelikteki suçlara” göre çok daha hızlı yürütülmesi gerektiğinden, bu
neviden suçlarda dosyanın farklı yer Cumhuriyet savcılıkları arasında
yetkisizlik kararıyla dolaşmasının neden olduğu zaman kaybı maddi vakıanın ve
gerçek failin tespitini güçleştirmektedir.
Her
ne kadar 08.07.2021 tarihli değişiklikle CMK 12. md.’ye bu ihtiyacın hasıl
olduğunun bilincinde olan kanun koyucu tarafından “Bilişim sistemlerinin, banka
veya kredi kurumlarının ya da banka veya kredi kartlarının araç olarak
kullanılması suretiyle işlenen suçlarda mağdurun yerleşim yeri mahkemeleri de
yetkilidir.” hükmü eklenmişse de, düzenlemenin kesin yetki kuralı niteliğinde
getirilmemiş olması yine başkaca düzenlemeye ihtiyaç olmasına sebebiyet
vermiştir.
Mevcut
bir düzenlemenin bulunmaması, CMK kapsamındaki yetkiye yönelik hükümlerin dahi
gelişen ve değişen teknolojiye yönelik ihtiyacı şu aşamada karşılayamıyor
olması nedeniyle, mevzuatsal bir çalışma yapılana kadar soruşturmanın nerede
başladığı önemli olmaksızın delillerin karartılma tehlikesi gözetildiğinde
ilgili yer savcılığınca kolluk marifetiyle acele şekilde bilgi, belge ve ifade
prosedürleri tamamlanıp yetki konusunun bilahare değerlendirilmesinin daha
sağlıklı olacağını değerlendirmekteyim.
Bilişim
suçlarının işlenebileceği platformlar gözetilerek güncel bir kanun çalışması
ihtiyacı çok açıkça ortadadır.
Sonuç
olarak bilişim suçlarının işlenebileceği platformlar gözetilerek yukarıda belirtilen
tespit ve sorunlar kapsamında, konuyu tüm yönleriyle ele alan geniş çaplı bir
kodifikasyon çalışmasının yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu şekilde güncel
ve konuyu tüm yönleriyle ele alan mevzuatın yapılması hem uygulayıcıların
tereddütlerini giderecek hem de maddi vakıanın tüm yönleriyle aydınlatılarak
şüphelilerin tespitini kolaylaştıracaktır.
Hasan Serhat YİĞİT
Avukat